İlk randevu
Karımın İlk Randevusu
Çok da sıcak olmayan bir yaz akşamüstünde karım Serap’la evde film seyrediyorduk. Karımın telefonuna bir mesaj geldi. Mesajı okuduktan sonra gülümsediğini ve yüzünün kızardığını farkettim. Ayrıca hemen ardından hızlıca mesajı silmesi durumdan şüphelenmeme neden olmuştu. Mesajın kimden geldiğini sorduğum zaman tedirgin bir şekilde yanıma sokuldu, anlatacağını ancak kızmayacağıma söz vermemi istedi. Onu rahatlatınca anlatmaya başladı. Mesaj çalıştığı şirketteki patronundan geliyormuş. Daha öncesinde Serap bana patronunun ona yazdığından bahsetmişti ancak karımın bu tür durumlarla kolayca başa çıkabileceğini bildiğimden önemsememiştim. Bu patronundan aldığı ilk mesaj değilmiş. Mesajların içerikleri genelde onun ne kadar güzel ve seksi olduğu, bir yerde birşeyler içmek için ikna etme çabaları gibi şeylermiş. Karım hiç cevap vermemesine rağmen patronu mesaj atmayı sürdürmüş.
Kızgın değildim ancak şaşırmıştım. Karımın başka bir erkek tarafından arzulanması hoşuma gitmişti. Ona, “Patronundan hiç bahsetmemiştin. Yakışıklı birisi mi? Hoşuna gidiyor mu?” diye sordum. Hiç duraksamadan “Sana hep söylerim. Gözüm senden başkasını görmüyor.” diye cevap verdi. Gülümseyerek “Evet biliyorum.” diye cevapladım. “Ama biz beraber olmasaydık ya da sana izin verseydim ne düşünürdün?” Serap şaşırmış bir şekilde gözlerimin içine bakıyordu. Heyecanlı bir ses tonuyla “Ohh.. Sen azdın.” dedi. Ellerini pantolonumun üzerine gezdiriyordu ve yavaşca kalkmakta olan yarrağımı okşamaya başladı. “Doğru değil mi? Bu seni gerçekten azdırıyor.” Nedenini bilmediğim azgınlığımdan dolayı şaşkındım. “Bilmiyorum” dedim. “Biraz kıskanıyorum ama kızgın değilim. Benden gizli başka bir adamla konuşuyor olman hoşuma gidiyor.”
Yarrağımı yavaş yavaş okşamaya devam ederken “Sana demiştim. Attığı mesajlara hiç cevap vermedim. Ama senden izin alsam onunla bir içki içmeme izin verir misin?” diye sordu. Karımın yüzünün ve boynunun kızardığını, nefes alış verişinin hızlandığını görebiliyordum. Ancak ciddi olup olmadığını ya da bunun bir oyun olup olmadığından emin olamıyordum. Birden beni kanepeye doğru ittirdi, üzerime çıktı ve kalçalarını kalkmış yarrağımın üzerinde gezdirmeye başladı. “Hadi. Bana gerçek düşüncelerini söyle. Onunla buluşsam, içki içsek, belki biraz öpüşüp elleşsek sonra eve gelip herşeyi sana anlatsam hoşuna gider mi?”
O an istediğimin bu olduğunu anlamıştım. İkimizin üzerinde hala kot pantolonlarımız olmasına rağmen amının sıcaklığını hissedebiliyordum. Karımın patronoyla seviştiğini hayal etmeye başladım. Sadece öpüştüklerini düşünmek yetmiyordu. Daha fazlasını istiyordum ancak itiraf etmeye korkuyordum. Ben de karşı atağa geçmeye, karımı itiraf ettirmeye karar verdim. “Sen de onu istiyorsun, değil mi? Bu yüzden bu kadar azdın.” Üzerime eğildi, benimle öpüşmeye başladı. Tutkuyla dilini ağzımın içinde gezdiriyordu. Cevap vermesine gerek yoktu. Sadece iznimi almasi yeterliydi.
Öpüşmelerin arasında “Sana ne mesajı atmıştı?” diye sordum. Serap yavaşca üzerimden indi ve arkasına yaslandı. Yüzünde muzip bir gülümseme vardı. Yakınlarda olduğunu ve işim yoksa buluşup bir içki içebilir miyiz diye sorduğunu söyledi. “Eğer izin verirsem onunla buluşmak ister misin?” diye sordum. Yüz ifadesinden aklımdan ne geçtiğini anlamaya çalıştığını hissediyordum. İyice yanıma yaklaştı ve elimi avuçlarınn içine aldı. “Biliyorum bu çok yanlış olabilir ancak şu ana kadar konuştuklarımız ikimizi de çok azdırdı. Belki de seni aldatıyormuş gibi rol yapmam eğlenceli bir fantazimiz olabilir. Ne dersin?”
Çok heyecanlanmıştım, kalbim hızla çarpıyordu ve yarrağım kazık gibi sertleşmişti. “Hadi patronuna cevap versene.” dedim. Telefonu eline aldı. Cevabı yazarken arada bir bana bakıp gülümsüyordu. Yazmayı bitirince telefonunu bana çevirdi. Telefonun ekranında “1 saat sonra beni evimden alır mısın?” yazıyordu. Bana “Emin misin?” diye sordu. Başımla onaylayınca gönder tuşuna bastı. Patronu hemen cevap vermişti: “Harika! 1 saat sonra oradayım. Viktor Levi’ye gideriz sonra belki evimde bir kahve? Uyar mı?” Karım cevaba şaşırmıştı. “Ne cevap vereyim? Hatırlarsan bu sadece ikimiz için bir fantazi. Fazla abartmasak mı?” diye sordu. “Bence kabul et. Buluşacağını söyle. Bakalım işler nereye gidecek?” dedim. Karımın cevabından sonra patronunun cevabı da gecikmeden geldi: “Şahane!”
Karım hazırlanmak için banyoya giderken “İstediğin zaman vazgeçebilirsin. Ben evden çıkmadan önce vazgeçersen buluşmayı hemen iptal ederim.” dedi. Vazgeçmeye hiç niyetim yoktu. Karıma olan güvenim beni rahatlatıyordu. Banyodan çıkınca hazırlanmak için yatak odasına geçti. Zaman kaybetmeden yanına gittim. Karım muhteşem seksiliğiyle karşımda duruyordu. Yakın bir zaman önce ona hediye ettiğim mini iç çamaşırlarını eline aldı. “İzin veriyor musun?” diye sorunca başımla onayladım. Onu randevusu için hazırlanırken seyretmek bana çok keyif veriyordu. Makyajını yapıp tek parça elbisesini de giydikten sonra dayanamayıp onu öpmeye başladım. Beni hafifçe ittirdi. “Senin sıran daha sonra. Ben gelinceye kadar beni düşünüp iyice az, tamam mı?” Karım, telefonu çalınca apartmanın önünde bekleyen patronunun arabasına binmek için evden çıktı.
—-
Kapının açılıp kapanma sesine uyandım. Saate baktım. Sabahın 5’i olmuştu. Yatak odasına doğru gelen ayak seslerini dinledim. Serap yatak odasının ışığını açınca dağılmış makyajını gördüm. Sikiştiklerini hem görüntüsünden hem de kokusundan anlayabiliyordum.
Karım “Pardon sevgilim geciktim. Uyuyakalmışım.” dedi. Üzerime doğru eğilip dudaklarımdan öptü. Ağzıma gelen tadın patronunun yarrağından geldiğini tahmin edebiliyordum. Dilini ağzıma soktu. Biraz önce başka bir yarrağın üzerinde olan dilini şimdi benim dilimin üzerinde gezdiriyordu. Sadece “Nasıl gitti?” diye sorabildim. Karım sakince “Şşşş. Arkana yaslan ve rahatla.” dedi.
Daha önceki sevişmelerimizde kullandığımız kelepçeleri aldı ve beni yatağa kelepçelemeye başladı. Hep ben onu kelepçelediğim için şaşırmıştım ancak neler olduğunu o kadar çok merak ediyordum ki hiç itiraz edemedim. Elbisesinin askılarını omzundan düşürünce elbisesi de vucudunu yalayarak yere düştü. Amını zar zor saklayabilen küçücük kilotuyla kalmıştı. Karımın vucudundaki kızarıklıklar onun hor kullanıldığını gösteriyordu. Seksi karımı izlerken yarrağım hiç olmadığı kadar sertleşmişti.
Yatağa yaklaştı, ellerini yanıma koyup üzerime bindi. Kalçalarını oynatırken omzumu ve meme uçlarımı öpüyordu. Kendini bana sürterken kilotundaki ıslaklığı hissediyordum. İçine girmek için her hamle yaptığımda beni engelliyor, ıslak kilotunu yarrağıma sürtmeye devam ediyordu.
Yavaş yavaş amını yüzüme doğru yaklaştırmaya başladı. Kilotunu yana sıyırdı ve amını ağzıma vermeye başladı. Ağzıma gelen tadın ne olduğunu biliyordum. Birşey diyemeden önce Serap konuştu. “Sana bir itirafım var.” dedi. “Patronum prezervatif kullanmayı sevmiyormuş. Beni o kadar etkisi altına aldı ki ona karşı koyamadım.” Konuşamıyordum ancak daha da azdım. Dilimin biraz ötesinde duran karımın amının içinde başka bir adamın dölleri vardı. “İtirazın yok, değil mi? Sana bir hediye getirmek istedim. İyi sikilmiş bir amın içinden dölleri yalamak istersin diye düşündüm.” Kilotunu daha da yana sıyırdı ve iki parmağıyla amını iyice açtı. Amının içindeki beyaz sıvıyı görebiliyordum. “Hadi sevgilim tadıma bak. Patronumun spermleri çok lezzetli. Biraz önce benim de tatma fırsatım oldu.”
Tedirginlikle dilimi amının dudakları etrafında gezdirmeye başladım fakat karım daha fazlasını istiyordu. Dilimi onun amına iyice sokmaktan başka çarem kalmasın diye amını iyice yüzüme bastırdı. Dilimi amına sokunca açılan amından akan spermler ağzıma akmaya başladı. Karım “Oh.. Harika.. Evet sevgilim. Beni iyice yala. Patronumun spermlerinin hepsini yut.” diyordu. Beni ne kadar çok aşağılarsa ona o kadar çok itaat etmek istiyordum.
“O kadar güzel yarrağı vardı ki sevgilim. Defalarca fışkırtarak orgazm oldum. Yatak sırılsıklam olunca başka yatağa geçip sikişmeye devam ettik.” Amını temizlemekle meşgul olduğum için cevap veremedim. “Ohh.. O kadar güzeldi ki sevgilim artık onunla sikişmeden durabileceğimi sanmıyorum. Beni iyice temizle ki bir dahaki sikişmemizde temiz bir am siksin patronum.”
Azgınlıktan başım dönüyor gözlerim kararıyordu. Kilotunu çıkarttı, yarrağımı tutup amına sokarak üzerime oturdu. Üzerimde gidip gelirken sanki bana tecavüz ediyordu. İkimizin de gelmesine az kalmıştı “Hadi sevgilim sen de beni dölle.” derken bağırarak boşaldık.
Yanıma uzandı, dudağıma bir öpücük kondurdu. “Sevdin mi?” diye sordu. “Eve geldiğimden beri pek konuşmadın.” “Konuşmama fırsat vermedin ki.” diye cavapladım. Karım sevimli halini takınarak güldü. “Merak etme sevgilim. Sen izin vermezsen bir daha yapmam. Ama tekrar izin vereceğini biliyorum.” dedi.